Gelirlerin Tahsisi
Hasılat Tahsisi Nedir?
Bir lehtarın bir akreditiften elde ettiği gelirin tamamını veya bir kısmını üçüncü taraf lehtarına devretmesi durumunda gelir devri gerçekleşir. Bir akreditiften elde edilen gelirin tahsis edilmesi, bir ticari işlemde tedarikçilere veya satıcılara ödeme yapmak veya diğer borçları kapatmak gibi birçok senaryo türünde kullanılabilir.
Hasılatın Tahsis Edilmesini Anlamak
Akreditif , bir alıcının satıcıya yaptığı ödemenin zamanında ve doğru miktarda alınacağını garanti eden bir banka mektubudur. Alıcının satın alma işleminde ödeme yapamaması durumunda, bankanın satın alma tutarının tamamını veya kalanını karşılaması gerekecektir. Asıl lehtar, adı geçen ve akreditiften geliri alma hakkına sahip olan taraf, "gelirlerin temliki" yoluyla gelirleri üçüncü bir tarafa teslim ettirmeyi seçebilir.
Mesafe, her ülkedeki farklı yasalar ve her bir tarafı şahsen tanımanın zorluğu gibi faktörler de dahil olmak üzere uluslararası ilişkilerin doğası gereği, akreditif kullanımı uluslararası ticaretin çok önemli bir yönü haline gelmiştir.
Bir hasılat devrini işleme koymak için, akreditifin asıl lehdarı, fonları farklı bir kişi veya şirkete devretmeyi talep eden bankaya veya akreditifi düzenleyen diğer finansal kuruluşa bir talepte bulunmalıdır. Akreditifte belirtilen şartların yerine getirilmesine kadar, gelirlerin tahsisinin, sunulduktan sonra finansal kurum tarafından onaylanması gerekecektir.
Asıl lehtar, akreditifte belirtilen yükümlülükleri yerine getirmezse, herhangi bir devir yapılmayacaktır. Onaylandıktan sonra, banka veya diğer üçüncü kuruluş, istediği zaman çekilecek parayı belirtilen tarafa bırakacaktır.
Gelir Tahsisinin Avantajları ve Dezavantajları
Bir hasılat tahsisinin ana faydası, asıl lehtarın akreditifin tamamını veya sadece bir kısmını üçüncü kısım şahsına devretme kabiliyetine sahip olmasıdır. Orijinal lehtar, üçüncü tarafa yönlendirilmeyen gelirlerin herhangi bir kısmına erişimi elinde tutacaktır. Bu, her iki işletmenin de gerektiğinde aynı akreditiften yararlanmasına olanak tanır.
Bu fayda, bu tür bir işlemin potansiyel dezavantajına karşı tartılmalıdır. Bir gelir tahsisi gerçekleştiğinde, finansal kurum üçüncü taraf lehtar ile doğrudan sözleşme yapmamaktadır. Yalnızca fonların üçüncü tarafa sağlanmasında bir aracı olarak hareket eder. Orijinal lehtar, akreditif kapsamındaki tüm gereklilikleri yerine getirmekle yükümlüdür.
Gelir Tahsisi Örneği
Brezilya'daki XYZ Müşterisinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ABC Üreticisinden widget satın aldığını varsayalım. Anlaşmayı imzalamak için ABC Üreticisi, XYZ Müşterisinin bir bankadan bir akreditif almasını şart koşar ve böylece ABC, widget'ları ülke dışına gönderdikten sonra XYZ'nin aletler için ABC'ye ödeme yapmaması riskini azaltır.
Bu noktada, ABC Üreticisi, bu fonların bir kısmının, ABC'nin widget'ların yapımında kullanılan parçalar için hala borçlu olduğu DEF Tedarikçisine yönlendirilmesini talep edebilir. Fonların bir kısmı DEF Tedarikçisine yönlendirilmiş olsa da, ABC Üreticisi, widget'ları XYZ'ye göndermek gibi akreditif kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.
##Öne çıkanlar
Bu tür bir işlem, tedarikçilere veya satıcılara ödeme yaparken veya ödenmemiş borçları belirlerken olduğu gibi bir dizi durumda kullanılır.
Bu tür bir işlemin dezavantajı, fonlar üçüncü tarafa yönlendirilse bile, asıl lehdarın akreditif kapsamındaki tüm gereklilikleri yerine getirmekten sorumlu olmasıdır.
Gelirlerin tahsisi, fonları bir kredi limitinden üçüncü bir tarafa yönlendirmek için kullanılabilir.
Bu tür bir işlemin bir avantajı, hasılatın yalnızca bir kısmının yeniden yönlendirilebilmesidir, bu durumda hem asıl lehtar hem de üçüncü taraf aynı akreditife erişebilir.
Gelirlerin tahsisi, asıl lehdarın herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmesi ve talebinin ardından kredi limiti veren finans kurumu tarafından onaylanmalıdır.